-
29 Temmuz 2016
-
0 comments
İtalya’nın Chiaravalle kasabasında 31 Ağustos 1870 yılında dünyaya gelmiş bilim insanı ve eğitimcidir. Maria’nın babası devlet adamı, annesi eğitimli ve liberal bir kadındı. O dönemin İtalya’sında toplumun tutucu olması sebebiyle tutucu olan babası Maria’nın sadece erkeklerin gittiği teknik bir okula ardından yine erkeklerin okuduğu tıp fakültesine gitmesine izin vermemiştir. Ancak Maria annesinin de yüreklendirmesi ve desteklemesi sonucu İtalya’nın ilk kadın doktoru olarak diplomasını almıştır. Duruma karşı çıkmasına rağmen Maria babasının nezaretinde okula gidebilmiş, erkek öğrencilerin alaylarına göğüs germiştir. Bu süreç gerçekten çok zorlu geçmiş, zira geceleri okula giderek tek başına kadavra incelemiştir. Maria kişilik olarak ta çok güçlü bir kadındı.
Amaçları ve hedefleri doğrultusunda ısrarcıydı. Vazgeçmek ona göre olmamıştır asla. Aynı zamanda tutkulu bir kadın hakları savunucusuydu. Roma Üniversitesi’nde Psikiyatri kliniğinde çalışmayı sürdürmüş çok sayıda da yoksul çocuğu muayene etmiş ve çocuklardaki öğrenme potansiyelinin ancak doğru olarak yönlendirmelerle artabileceğini gözlemlemiştir. Aynı zaman da Antropoloji eğitimi de almaya başlamıştır ve Antropoloji profesörü olmuştur. Aslında İlk okul yıllarında babasının ısrarı olan öğretmenlik mesleğine yönelmesi konusunda çok çatışmış olasına rağmen adım adım öğretmenliğe doğru ilerlemekteydi. Muayene ettiği çocuklar arasında zihinsel engelli çocuklar da vardı. Bu çocukları gözlemleme ve eğitme fırsatı bulan Maria, zihinsel engellilerinde doğru eğitimle topluma kazandırılabileceğini ispatladı. Daha öncesinde Edouard Seguin kendi yönteminde zihinsel engellilerin oyun, alıştırmalar ve duyu organlarını harekete geçirerek zihinlerinin geliştirilebeleceği üzerinde çalışmalar yapmıştı. Maria bunu daha da geliştirdi. Seguin tablaları ismini Edouard Seguin’den almıştır. Bu çocuklarla katıldığı yarışmada, çocuklarının diğer okullarda eğitim gören normal çocuklardan daha üstün oldukları anlaşılmıştır. 1907 yılında bu tezini doğrulamak için İtalya’nın en fakir kesiminde çalışan anne babaların çocuklarının bakılacağı ilk okulun yöneticiliğini yapmaya başladı. Casa Dei Bambini (Çocuk evi) böylece kurulmuş oldu.
Bu çocuklar sağlıksız beslenen, bakımsız,kavgacı, toplum tarafından yaramaz diye nitelendirilen çocuklardı. Kısa bir süre sonra yaş grupları farklı olan bu çocuklar Montessori’nin eşsiz gözlem ve sınırsız sevgisiyle diğer okullardaki çocuklardan her yönleriyle daha üstün hale gelmişlerdir. Maria ‘ya göre zihinsel engelliler bunu başardıysa normal çocuklar daha fazlasını neden başaramasınlar.Böylece bu sistem politikacılardan bilim adamlarına,ev kadınlarından öğretmenlere kadar tüm dünyaya yayılmaya başladı. Maria Montessori çocukların yetişkinler gibi öğrenmediklerini, onların dünyasının çok daha farklı olduğunu biliyordu. Geleneksel eğitim sisteminin temelini sarsmıştı. Çocuklar öğrenmeyi kendileri gerçekleştiryorlardı ve çocukların öğrenme istekleri durdurulamazdı. . Montessori’nin tasarladığı araçlar günlük yaşamla bire bir örtüşen , matematiği soyut değil somut olarak çocuğa anlatan, istek ve ihtiyaçlarına cevap veren ,duyularını uyaran, çocukta merak uyandıran niteliktedir.
İlk açıldığı yıllarda sınıflarda öz bakım becerilerini geliştirdi. Amaç matematiği öğretmek değil başkalarına muhtaç olmadan nasıl yaşamını sürdürebilir, ihtiyaçlarını nasıl karşılayabileceklerini öğretmekti. Montessori eğitimi tüm dünyada ses getirmeye başlamıştı .Maria Montessori de dünyayı gezmekte ve bu konuda seminerler vermektedir. 1913 yılında Amerika ‘da Washington’da Alexander Graham Bell ve eşi tarafından Montessori Derneği kurulmuştur. Bu sisteme Taogere’den Marconi’ye, Piaget’ten Edison’a, Helen Keller’a birçok önemli insan destek vermiştir. İtalyan yönetimi yüzünden İtalya’dan ayrılmak zorunda kalan Maria İspanya’ya gider. İspanya’dan da iç savaşı sebebiyle Hollanda’ya geçer.
Konferans için gittiği Hindistan’da Hindista’nın da savaşa katılması sonucu oğlu Mario ile birlikte düşman yabancılar olarak göz altına alındılar. Savaş boyunca buradan ayrılmalarına izin verilmedi. Montessori için bulunmaz bir fırsattı, zamanını bebekleri araştırmak ve gözlemlemekle geçirdi. Geri döndüğünde Londra’da Montessori Merkezi’ni kuraracak ve UNESCO konferansına katılacaktır. 1940,1950 ve 1951 yıllarında Nobel ödüllerine aday gösterilir. 1952 yılında da Noordwijk Zee de Dutch sahilindeki bir köyde arkadaşının evinin bahçesinde otururken hayatını kaybeder. Her zaman öldüğü yerde gömülmek istediği için mezarı buradadır. Bir eğitim gönüllüsü olarak , dünyanın birçok ülkesinde konferanslar, eğitimler vermiş, kitaplar yazmış, yeni okullar ve öğretmen eğitim merkezleri açmış, bu sırada da çocukları gözlemleyerek kendi eğitimine de devam etmiştir. Dünya vatandaşı olarak yaşamıştır. Dünya genelindeki çabaların ürünü olarak metodu dünyanın bir çok ülkesinde uygulanmaktadır.
Google’ın kurucuları ,Sergey Brin ve Larry Page ;www.amazon.com sitesinin kurucusu olan Jeff Bezos ,Dünyanın en geniş internet ansiklopedisi olan www.wikipedia.org sitesinin kurucusu Jimmy Wales ,The Washington Post’un sahibi ve editörü Katherine Graham, montessori eğitimi almış ünlülerden sadece birkaçı. Amerika Başkanı Obama’da Amerikan okullarında Montessori sisteminin gelişmesi için destek veren liderlerden biri.
Ülkemiz eğitim tarihine baktığımızda Montessori Eğitimi’ni teşvik eden ve takdir eden liderin Atatürk olduğunu görüyoruz. 1 . Maarrif Kongresi toplandığında orada yeni eğitim sistemlerine övgü dolu sözler söylediğini ve dil bilen “Genç Muallimlere” Maria Montessori‘yi öğrenmelerini tavsiye ediyor.Ancak Atatürk’ten sonra klasik eğitim sistemine devam ediliyor.
Montessori Felsefesi:
Bundan yaklaşık 103 yıl önce İtalya da İtalya’nın ilk kadın doktoru, antropoloji profesörü, bilim insanı Maria Montessori her çocuğun bireyselliğine uygun bir eğitim sistemi geliştirdi. Adı ile anılan bu sistem Montessori Eğitimi olarak bilinir. Çocukların nasıl öğrendiklerini gözlemlemiş ve araştırmalarını insan bedeninden insan zihnine çevirmiştir. Çocuklar , yetişkinlerin aksine farklı yeteneklere sahiptir. Bu sistem bahsettiğimiz gibi çocukların bireysel olarak ilgi alanlarına, yeteneklerine, öğrenme hızına hitap eden bir sistemdir. Bu sistemde ödül ,ceza, büyükler tarafından kurgulanmış yapılı eğitim, toplu anlatım yoktur. Bu sistemde, özgür seçim, hataların çocuklar tarafından fark edilip düzeltildiği, düzenli çevrede tecrübe ve deneyimlemenin fazlalığı, sosyal ilişkilerin kuvvetli olduğu ve çocuk tarafından kurulduğu, öğrenme hızının çocuk tarafından belirlendiği , özgüvenin geliştiği, mutlu olan, çocuklar var. Montessori eğitiminde kullanılan tüm araçlar, çocukların duyularını harekete geçirmek üzere tasarlanmıştır. Montessori araçları, günlük hayat, duyu, matematik, kültür ve okur-yazarlık etkinlikleri olarak sınıflandırılır. Tüm araçlar soyuttan somuta, kolaydan zora doğrudur. Her deneyimleme de çocuk yeni bir şey öğrenir. Bu nedenle defalarca aynı araçla çalışma isteği vardır. Problem çözme becerileri gelişmekte, merak etme, araştırma ve öğrenme istekleri artmaktadır.
Çocuklar özeldir ve her biri bir bireydir. Bu en önemli ve temel noktadır.
Maria Montessori’nin çocuk eğitimindeki 10 kuralı:
Nermin AKMARUL
Okul Müdürü
Paylaş